Evet, uzun bir aradan sonra tekrar sizlerle birlikteyim ve mutluyum.
Önümüzdeki hafta 24 Kasım Öğretmenler Günü var. Hepimiz için önemli ve anlamlı bir gün. Öğretmenlerimiz hepimizin unutmadığı her zaman saygıyla andığı kişilerdir. Hayatı anlamaya başladığımız dönemlerde tanıdığımız, bize yol gösteren, ikinci ailemiz olan öğretmenlerimiz de işte bu unutulmayan isimlerin ve simaların başında gelir. İlkokuldan üniversiteye kadar eğitim hayatı boyunca yaşamımızda olan öğretmenlerimizdir.
24 Kasım Öğretmenler Gününüz kutlu olsun...
19 Kasım 2014 Çarşamba
11 Ağustos 2014 Pazartesi
Makale Yazarak Para Kazanmak
Aşağıda vereceğim linkte çok güzel bir yazı paylaşılmış. Makale yazarlığı düşünenler için epey faydalı bilgiler var. Bu işi yapmak isteyenler kesinlikle okumalısınız derim.
http://xticaretx.blogspot.com.tr/2013/05/yazi-yazarak-sicak-para-kazanabilirsin.html
http://xticaretx.blogspot.com.tr/2013/05/yazi-yazarak-sicak-para-kazanabilirsin.html
Yeni Türkiye ve Yeni Cumhurbaşkanı
Yeni Türkiye ve Yeni Cumhurbaşkanı....
Evet, ülkemiz bir seçim maratonunu da geride bıraktı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın vurgu yaptığı yeni Türkiye'nin yeni Cumhurbaşkanını Türk halkı seçmiştir.Seçim öncesi adaylar arasında klasik tartışmalar her zaman yaşanmıştır. Bunlar siyasetin içinde olan hallerdir. Mühim olan seçim zamanı büyük sıkıntılar yaşanmadı. Olaylar pek çıkmadı. Suhulet içinde bir seçim geçirdik pazar günü. Fakat, diğer seçimlerin aksine bu seçime katılım oranı oldukça düşüktü. Tatil dönemine denk geldiğinden yahut seçmenlerin Cumhurbaşkanlığı seçimine yeteri kadar önem vermediğinden sanırım.
Ak Parti adayı Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan oyların yaklaşık %51.77'sini, Chp ve Mhp'nin başını çektiği çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu %38,56 ve Hdp'nin adayı Selahattin Demirtaş ise %9,72'lik bir oyla sandıktan çıkmışlardır. Türkiye ilk kez bu deneyimi yaşamıştır.Halk ilk kez bir Cumhurbaşkanı seçmiştir. Devletin başına'da seçilmiş bir Cumhurbaşkanı gelmiştir.
Başbakan'ın yapmış olduğu balkon konuşmasında da bu söylemi ön plana çıkmıştır. Seçilmiş bir hükümet ile seçilmiş bir cumhurbaşkanı, birlikte koordine içinde çalışacağına vurgu yapmıştır. Şüphesiz, karar mekanizması ve onay mekanizması daha hızlı işleyecektir. Belli başlı işlerde daha hızlı adımlar atılacaktır. Yeni Cumhurbaşkanımıza bu kutlu yolda Allah yardım etsin. Ülkemize ve milletimize hayır getirecek icraatlarda bulunmasını nasip etsin diyelim.Yeni Türkiye ve yeni Cumhurbaşkanı hayırlı olsun...
7 Ağustos 2014 Perşembe
HAYIRLI CUMALAR
Allahım,
Bilerek veya bilmeyerek işlediğimiz hatalarımızı, günahlarımızı bağışla. Bizlere merhamet buyur. Şüphesiz Sen merhametlilerin en merhametlisisin.
Bu duanın tüm samimiyetine binaen, Ülkemizin ve İslam Aleminin Cuma gününün mübarek olmasını Allah'tan temenni ederim.
Şu zamanda, seçim arefesine girdiğimiz şu zamanda Milletimizin hayrına vesile olacak en hayırlı kişinin Cumhurbaşkanı seçilmesini Allah'tan niyaz eder. Bir kez daha Cumanızın mübarek olmasını isterim.
Hayırlı Cumalar...
Etiketler:
Allah,
cuma,
Hayırlı Cumalar,
İslam,
mübarek
6 Ağustos 2014 Çarşamba
ÜLKEMİZDEKİ FUTBOLU GELİŞTİREBİLMEK İÇİN NE YAPIYORUZ?
Bugünkü yazım ülkemizdeki futbol geliştirebilmek adına neler yapıyoruz bu konuda hangi adımlar atıldı. Buna dair birkaç düşünce paylaşmak istiyorum.
Malumunuz Türkiye'de hemen hemen herkes futbolu bilir ve sever. Futbol bir tutkudur bizim için. Acısıyla, tatlısıyla, sevinciyle ve üzüntüsüyle her anını yaşarız millet olarak. Takımlarına aşırı derecede bağlı olan taraftar topluluklarımız var, şehir ile bütünleşmiş takımlarımız var. Her şeyden var ama biraz eksik gibi sanki.
Yukarıda bahsettiğim özelliklerin hepsi madem ki bizim ülkemizde var, peki neden hem kulüp bazında hemde milli takım bazında başarılı olamıyoruz sorusunu kendinize sorduğunuzu anlıyor gibiyim. Ters giden nedir?
Birinci etken, tesisleşmenin yetersizliği ile alakalı. Çünkü her sporcu kaliteli, profesyonel tesislerde antreman yapmak ister, top oynamak ister. Düşünsenize doğru düzgün bir zemin yok, çamur içindesiniz. Sonra antreman bitiyor, duş alacak ortamların yetersiz, sıcak su akmıyor. Sıcak suyu geçin su akmıyor yahut duş alabileceğiniz bir ortam yok. Böyle bir ortamda bir sporcu ne kadar konsantre olabilir. Kendini ne kadar bu işe adayabilir orası muamma. Federasyon olarak, sporculara her imkan tanınmalı, Avrupa standartlarında tesisler inşa edilmelidir. Statlar inşa edilmelidir. Edilmeli ki sporcu o tesise gelmek için can atmalı, morali yerinde olmalı.
İkinci etken, yetenekli sporcular muhafaza altına alınmalıdır. Muhafazadan kastım, ışık gördüğünüz bir kişiye önem verilmeli ona sahip çıkılmalıdır. Onu geliştirebilecek, ahlaki, ve fiziki yönden programlar yapılmalıdır.
Üçüncü etken, kısa vadeli planlar değil, uzun vadeli planlar yaparak, uzun bir başarı dönemi oluşturabilecek alt yapının temelleri atılmalıdır. Küçük yaşta klübe giren bir sporcu, profesyonel oluncaya kadar belli bir program dahilinde çalışmalarını yapmalıdır. Unutmayınız ki herkesin içinde bir cevher muhakkak vardır. Doğru yaklaşıldığı zaman güzel sonuçlar her zaman alınabilir.
Dördüncü etken, spor okulları kurulmalı, hayatın her anında spor yapan kişilere nitelikli eğitim ve spor ahlakı kazandırılmalıdır. Sporcu yetiştirilmesinde büyük bir pay sahibi olacaktır.
Beşinci etken, takım çalıştıran antrenörlere sabır gösterilmelidir. Çünkü kısa vadede iyi işler yapan çok az antrenör vardır. Uzun vade de sabır gösterilirse veya kontratının süresi boyunca antrenör takımın başında kalınmasına rıza gösterilirse emin olun güzel sonuçlar her zaman alınacaktır. Hiç kimsenin elinde sihirli değnek yoktur. Herşey zamanla olur. Örneğin Alex Ferguson, hatırlarsanız Manchester United'in başına geçtiğinde ilk 6 yıl şampiyon yapamamıştı takımı. Evet, sabredilmesi zor bir zaman. Fakat, bu süreden sonra Premier Lige ambargo koymayı başarmış ve sayısız kupalar kazanan bir takım yaratmıştır. Ülkemizde de bunu gerçekleştirmek çok zor değil. Antrenörlerin planlarına saygı duyulmalı. Yöneticilerin planlarına saygı duyulmalı ve onlara yardım edilmelidir.
Benim objektif düşünceme göre, bu etkenler uygulanıldığı zaman, göreceksiniz ki ortaya çok güzel sonuçlar çıkacaktır. Hiç bir şey imkansız değildir. Hayatta herşeyi başarabilir insan yeter ki saygı duyulmalı, sabır gösterilmeli ve yardım edilmelidir...
Etiketler:
futbol,
spor,
Türkiye'de futbol,
Türkiye'de spor
5 Ağustos 2014 Salı
OKYANUSLAR
Kıtalar arasındaki büyük çukurlarda kalan geniş ve derin su kütlelerine OKYANUS denir. Diğer bir tabir söyleyecek olursak, kıtaları birbirinden ayıran engin, açık denizlerin adıdır okyanus. Okyanuslar, denizlere göre çok daha geniş ve derindir. Bu yüzden yeryüzünün yaklaşık üçte ikisini yani yüzde 70'ini kaplarlar.
Okyanus kelimesi Yunanca nehir anlamına gelen Okeanos'tan gelmektedir. Yeryüzünün en derin noktalarını içinde barındıran 5 büyük okyanus bulunmaktadır.
Büyük Okyanus (Pasifik Okyanusu):
Amerika ve Asya kıtaları arasında kalan dünyanın en büyük okyanusudur. İsmini İspanya Krallığı adına Dünyayı dolaşan Portekizli denizci Magellan vermiştir. Magellan, burayı keşfettiğinde, kendisini sakin suların karşılamasından dolayı Portekizce'de sakin anlamına gelen Pasifico isminden yola çıkarak bu ismi vermiştir. Dünyanın en derin yeri olan 11 bin 34 metrelik Mariana Çukuru, bu okyanusta bulunur.
Atlas Okyanusu (Atlantik):
Büyük Okyanus'tan sonraki en büyük ikinci okyanustur. Bir zamanlar tek parça olan kıtanın bölünmesiyle oluşan, Avrupa ve Afrika'yı Amerika Kıtası'ndan ayıran bu okyanusun en derin noktası Porto Rico Çukuru'dur. Derinliği ise 3 bin 314 metre derinliktedir.
Hint Okyanusu:
Kuzeyde Asya, batıda Afrika ve Arabistan Yarımadası, doğuda Malezya Yarımadası, Sunda Adaları ve Okyanusya tarafından çevrilen, dünyanın üçüncü büyük okyanusudur. En derin yeri 7 bin 450 metre derinliğindeki Java Çukuru'dur.
Güney Okyanusu:
Bazı coğrafya ve çoğu hidrografi kaynaklarına göre Antarktika Kıtası'nı çevreleyen su kitlesidir. Bu okyanus dünyanın dördüncü büyük ve en son tanımlanmış, en genç okyanusudur. Güney Okyanusu, Antarktika ve Güney Amerika kıta levhalarının birbirlerinden uzaklaşması, bugün Drake Geçidi olarak bilinen geçidin açılması ve Antarktik Kutup Çevresi Akıntısının 30 milyon yıl öncesi gelişmesi ile oluşmuştur.
Arktik Okyanusu (Kuzey Buz Denizi):
Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika'nın kuzeylerinde yer alan, Kuzey Kutbu'nu kapsayan, buzlarla kaplı bir okyanustur. Diğer okyanuslara göre sığ olup, en derin noktası 4 bin 665 metredir. Arktik Okyanusu için farklı isimlerde kullanılabilmektedir. Türkiye'de sık karşılaşılan kullanım, Kuzey Buz Denizi'dir.
Etiketler:
Arktik Okyanusu,
Atlantik,
Atlas Okyanusu,
Büyük Okyanus,
Drake Geçidi,
Güney Okyanusu,
Hint Okyanusu,
Java Çukuru,
Kuzey Buz Denizi,
Mariana Çukuru,
Okyanus,
Pasifik Okyanusu,
Porto Rico Çukuru
25 Temmuz 2014 Cuma
Cumanız Mübarek Olsun
En kalbi duygularımla, İslam Cumhuriyetlerinin ve müslümanların Cuma'larını kutlar, hayırlara vesile olmasını Allah'tan niyaz ederim.
Bu kutlu günde, Gazze'de ölen kardeşlerimize Allah'tan rahmet, mağfiret lütfetmesini temenni ederim. Başta İsrail olmak üzere bu zulme ortak olanların Yüce Mevla tarafından hesaplarının sorulmasını, oynadıkları oyunların kendilerine döndürülmesini Bu Cuma gününün hürmetine Allah'tan niyaz ederim...
24 Temmuz 2014 Perşembe
Burada olmak istemez misiniz?
Yeşil düşünün, düşününki yeşilin her tonu hakim. Kendinizi böyle bir yerde hayal edin. Derin bir nefes alın, oksijenlerin burnunuzu sızlandırdığına şahit olun. :) Ama her şeye rağmen bu manzaraya tanık olmak güzeldir.
22 Temmuz 2014 Salı
Renkli Balonlar Gibi Olun
Hayatınız da tıpkı böyle renkli balonlar gibi olsun. Her anınız Renk renk olsun. Kendinizi en iyi ifade eden renkli balonlardan birisine bindiğinizi hayal edin ve sonra gökyüzünün kucak açtığı serinliğe doğru kendinizi bırakın. Mutlu olsun. Huzurlu olun.
Saygılarımla...
TURKCELL T50 İhtiyacınız olan herşey bir arada!!!
Eet, yanlış duymadınız.
Turkcell'in son üretmiş olduğu telefon T50 mükemmel özellikleri ile ön plana çıkıyor. Geniş ekran, gelişmiş ön ve arka kameralar, son sistem vs. yok yok diyebileceğimiz bir telefon sundular bizlere.
İlk başta baktığınızda 5 inçlik bir ekranı ön plana çıkıyor. Bu ekran hiç bir kullanıcının hayır diyemeyeceği büyüklükte bir ekran bunun için şanslısınız. İnternette dolaşırken, oyun oynarken, uygulamalara bakarken büyük ekran avantajını sonuna kadar kullanabileceksiniz. Büyük ekranın yanı sıra bazen de telefonun ince olmasına önem veriririz. İşte T50 aynı zamanda incecik bir telefon. Kullanırken asla sorun yaşamayacağınız bir tasarımla üretilmiştir.
13 MP'lik bir arka kameradan bahsetmek istiyorum. Kusursuz bir kameraya sahip, her türlü detayı rahatlıkla yakalayıp profesyonele yakın bir çekim kalitesi yaşıyorsunuz. Ayrıca 2 MP'lik bir ön kamerada mevcut olup, kaliteli selfie ler çekebilmek için ideal bir kamera inanın.
Andorid'in en son sürümü olan 4.4.2 (Kitkat) işletim sistemine sahiptir. 1.2 Ghz ve 4 çekirdek işlemci özelliği ile internette keyif dolu ve hızlı bir kullanım imkanına sahip olacaksınız. Gürültü engelleme özelliği ile en kalabalık ortamlarda bile HD kalitesinde bir sesle konuşabileceksiniz.
Aynı zamanda mükemmel bir iş telefonu özelliğine sahip, mailleriniz, yapacaklarınız, notlarınız vs. Turkcell'in iş dünyasına sunduğu ayrıcalıklardan yararlanma imkanına sahip olduğunuz gibi, bir bilgisayarda neler yapabiliyorsanız. Turkcell T50 ile tıpkı bir bilgisayar gibi kullanma ayrıcalığınız olacaktır. Bunun için Turkcell'e böyle bir telefonu bizlere kazandırdığı için teşekkürlerimi sunuyorum.
Benim sizlere tanıtabileceğim özellikler bu kadar. Çok dafa fazla özelliklerini yakından takip etmek istiyorsanız
.http://www.turkcell.com.tr/cihazlar/akilli-telefonlar/turkcell-t50?place=banner-1 bu linkten detaylı bilgi alabilirsiniz.
Saygılar...
|
21 Temmuz 2014 Pazartesi
Öbür Tarafa Gitmekle Gitmemek Arası Bir Durum!
Öbür Tarafa Gitmekle Gitmemek Arası Bir Durum...
İnternette dolaşırken Radikalin Blog sayfasında bir yazı başlığı dikkatimi çekti. Başlık, " Sayın Görmez, AKP'li başkan Ahmet Mete öbür tarafa gitmiş gelmiş, bu konuya ne diyorsunuz?" şeklindeydi. Yazı sahibi Bülent ERİŞ bey güzel bir yazı kaleme almış. Okumanızı tavsiye ediyorum.
Akp'li Rize İyidere Belediye Başkanı Ahmet Mete, ilginç bir açıklamada bulunmuş. Mahalle sakinlerine verdiği iftar yemeğinde yaptığı konuşmasında aynen şu açıklamayı yapıyor" 20 gün yoğun bakımda yattım. Aşağıda ki dünyaya gittim. Tekrar geri geldim. Bu sürede binlerce insan beni ziyarete geldi. Hastanede ne kadar çok sevenim olduğunu görünce gitmekten vazgeçtim. Aşağıda baba ve dedeleriniz gördüm. Onlardan size selam getirdim. Baba ve dedeleriniz çok çalışmanızı istedi. 10 Ağustos'da Başbakan Erdoğan'a oy vermenizi istedi." dedi.
Şimdi benim anlayamadığım husus şu; neden dini ve manevi önemi ifade eden sözlerin, bu kadar basit bir şekilde kullanılıp bunun istismar edilmesi. Neden bu kadar değersiz hale getiriliyor. Önceki yıllarda halkımızın kutsal bildiği birtakım sözlerin ve inanışların Chp tarafından hafife alınıyor diye tepki gösterilirdi. Şimdi ise son zamanlarda üzülerek söylemeliyim ki bunu Akp mensubu kişiler çok rahatça söyleyip hafife alıyorlar. Ne değişti peki?
Bir Bakanın Kur'an Ayeti ile dalga geçilmesinden tutunda, bir Milletvekilinin Başbakan Erdoğan için," O, Allah'ın vasıflarını yeryüzünde üzerinde taşıdığı tek kişidir" sözü dahil olmak kaydı ile, yine bir Bakanımızın Peygamberimiz Mekke'nin fethinde kibire kapılıp, Allah tarafından uyarıldı. Ama biz kibire kapılmadık demecine ne dersiniz? Şimdi de bir belediye başkanı öbür tarafa gittim geldim. Babalarınız ve dedeleriniz Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Başbakan Erdoğan'a oy vermenizi istedi. Sözü ile ne yapmaya çalışıyorlar. Herşey bu kadar istismar edilecek kadar basit mi üstelik kutsal sayılan inanışlarımız? İnsanların aklı ile bu kadar dalga geçilir mi?
Bu sözler söylenirken, dini değerler alaya alınırken, Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan herhangi bir açıklama yapılmaması, bu sözlere ilişkin uyarılarda bulunmaması sizce de çok manidar değil midir? Devletin üst makamlarında bulunanlar hoyratça ve bilinçsizce bu kelimeleri sarfederken hiç mi uyarıda bulunmayacaksınız. Hiç mi özür dilemeyecekler.
Dış ülkeler Peygamber Efendimiz (s.a.v)'i karikatürize ederken, Devlet olarak sesimizi çıkartıyoruz. Yaptığınız yanlıştır. Bedelini ödersiniz diyerek dik duruş sergiliyoruz. Fakat, kendi mensubu olduğunuz kişiler bunu yaparken ses çıkartılmayacak. Soruyorum, karikatürize etmekle bu sözleri sarfetmek arasında ne fark vardır.
Sayın Diyanet İşleri Başkanı Mehmet GÖRMEZ beyefendi, artık dik duruş sergilemenin sırası zaten sizdeydi. Bari artık ertelemeyin bir ses verin...
İlk Yazım...
Evet, bu benim ilk bloğum ve ilk yazım.
"Objektif Düşünüyorum" çünkü kimsenin fikrini değil, sadece kendi fikrimi paylaşıyorum. Kendim yorumluyorum. Olaylara karşı Objektif bakmaya özen gösteriyorum. Yazmayı sevdiğim için blog açmaya karar verdim. Belki amatör olabilirim. Fakat, amatör olmak yazmaya asla engel değildir. İnsanlar düşüncelerini ve fikirlerini paylaşabilmelidir. Kendini ifade etmenin, fikir paylaşabilmenin en etkin yollarından bir tanesi YAZMAK'tır. Karşılıklı fikir alışverişleri, yorumlar, sözel anlatımlar belki zamanla hafızlardan silinip gidebilir. Lakin, bu bahsettiklerimi kayıt altına tutarsanız. Yıllar boyu bakıldığı zaman hatırlanacaktır.
Bende, bu nedenlerden dolayı yola çıkarak yazmaya karar verdim. Fikirlerime, düşüncelerime, olayları yorumlayabilme yeteneğime güveniyorum. Yazılarım boyunca, referans olabilecek, ilham alabilecek kişiler de olabilir. Ama genel manada, kendim ön planda olacağıma garanti verebilirim. Umarım ilk kez çıktığım bu yol; beni hüsranla sonuçlandırmaz, bu işten zevk alarak ve yazdıklarımın bir başka kişilere referans olabileceği kanaatini taşıyarak, daha iştiyak ve şevkle yazmaya muktedir olurum.
Saygılarımla...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)